Bak bak bak derin değişimler filan iyice yazar havasına girmişim 🙂 Ama öyle demeyin belki de o sıralar Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu ve başkanı Klaus Schwab’ın Dördüncü Sanayi Devrimi kitabını okumuştum. Endüstri 4.0 ile ilgili “bence”ler yavaş yavaş oturmaya başlamıştı. Şmdi düşünüyorum da o dönemde bunun üzerine bir de Yuval Noah Harari okusaymışım neler yazardım acaba .. Bu adamdan korkuyorum ! Neyse kafamız karışmasın şimdi durduk yere biz yazıya dönelim, buyrun.
İnsanoğlunun yeryüzündeki yaşam tarzına ve bu yaşam tarzının uğradığı değişimlere bakacak olursak ilk değişimin adını “tarım devrimi” olarak koyabiliriz. İnsanoğlu avcılık ve toplayıcılık yaparak yaşarken hayvanların ehlileştirilmesiyle birlikte tarımsal topluma geçiş yaptı. Sonrasında buhar makineleriyle gelişen toplum, elektriğin sunduğu imkanlar sayesinde bir üst topluma geçiş yaptı. Bunu bilgisayarların icadı izledi ve bilgisayar veya dijital devrim olarak adlandırılan süreç başladı. Ve nihayet içinde bulunduğumuz zaman diliminde Endüstri 4.0 olarak adlandırılan yaşam düzeyine geçiş yaptı.
İlk kez Almanya’da Hannover fuarında dillendirilen Endüstri 4.0 teriminin kastetmiş olduğu teknolojik gelişimler insanlığın geleceğinde inanılmaz değişimler yaratacak güçle gelişiyor. Fabrikaları “akıllı” hale getiren bu değişim sayesinde sanal ve fiziksel dünyanın birbirleriyle uyum içinde ve daha esnek bir şekilde işbirliği yapmasına imkan sağlıyor ve böylece müşteriye özel ürünlerin ve yeni hizmet biçimlerinin üretilmesine olanak sağlıyor. Bu iş birliği sayesinde Endüstri 4.0 devrimi sadece imalat sistemlerini dönüştürmekle kalmıyor insanlığın yaşam tarzını, ulaştığı medeniyet seviyesini ve hatta insanlığın biyolojisini de dönüştürmeye imkan sağlamıştır. Gen dizilimlerinden nanoteknolojilere, yenilenebilir enerjiden kuantum bilgisayarlara kadar yaşanan bu ileri atılımlar Endüstri 4.0 devrimini diğer devrimlerden farklı kılıyor.
Endüstri 4.0 ile gelen devrimler ve bu devrimlerin ortaya çıkardığı derin değişimleri incelediğinizde gelecekte her şeyin şimdiden çok daha farklı olacağını görecek ve kimi gelişmelerden heyecan duyarken kimi gelişmelerden de endişe duyacaksınız. Tıpkı Yin ve Yang gibi…
Genetik Bilimindeki Değişimler
İnsan genomuna ekleme ve çıkarma yapılarak DNA dizilimlerin de değişim yapılmasına olanak sağlayan Crispr-Cas9 teknolojisi sayesinde hastalıkların tedavisinde bir devrim yaratılabilir ancak bu teknoloji aynı zamanda bildiğimiz canlı formları üzerinde de kontrollü mutasyonlara da olanak sağlayabilir. Bu fütürist bir tabirle “sipariş bebek” doğumları veya “süper insanlar” yaratılmasına yaklaştığımız anlamına gelir. Bilim dünyasının tüm itirazlarına rağmen Çin’de bilim adamları insan embriyosu üzerinde bu teknoloji sayesinde çalışmalara başladılar. Henüz başarısız olsalar da bu teknolojinin fareler üzerinde başarıya ulaşmış olması sipariş bebek ve süper insan ihtimallerini ütopik olmaktan uzaklaştırıyor.
İmplante Teknolojiler
İmplant; vücut içerisine ve canlı dokulara yerleştirilen cansız maddeler olarak ifade edilir. İmplant ifadesini duyduğumuzda aklımıza ilk olarak diş implantı gelse de Endüstri 4.0 ile yaşanan gelişmeler implante edilebilir madde çeşidini de artırmıştır. Her geçen gün cihazlara bağlılığımız artıyor ve her geçen gün bu cihazlar bedenlerimizle daha çok bağlantılı hale geliyor. Giyilebilir teknolojiler başlı başına bir devrimken direkt olarak bedenimize implante edilebilen cihazlar sayesinde lokasyon bilgilerinden davranışlarımızın izlenmesine ve sağlık verilerimizin kullanılmasına kadar geniş ölçekte derin değişimler yaratıyor. Akıllı dövmeler ve benzersiz çipler ile kimlik ve lokasyon bilgilerimizi belirlemeyi sağlarken bedenimize implante edilebilen cihazlar sayesinde vücudumuza ait tüm enformasyonu akıllı cihazlarımız sayesinde görüntüleyebilecek ve gereken müdahaleleri en kısa sürede yapabileceğiz. Bu derin değişim sayesinde gelen bir çok faydalı edinimler kazanabiliriz ancak mahremiyetimiz konusunda ve hatta insan ömrünün uzaması konusunda derin belirsizlikler yaşayacağız.
Nesnelerin İnterneti ve Akıllı Sensörler
Uzmanlar 2025 yılına kadar 1 trilyon sensörün internete bağlanmasını öngörüyor. Daha şimdiden nesnelerin interneti konusu bir hayli popüler ve çalışmalar hızla ileriliyor. Moore yasasının da söylediği gibi her geçen gün bilgi işlem gücü artıyor ve ekonomik olarak ucuzluyor. Bu sayede bilgi işlem gücü herkes için ulaşılabilir hale geliyor. Akıllı sensörlerin cihazlara bağlanmasıyla daha açık ifadeyle sensörlerin nesnelere eklenmesi ve bu nesneler ile birlikte hareket ederek enformasyon üretmesi ve bu enformasyonu internet aracılığıyla cihazlara iletmesi insanların kendi çevrelerinde olup bitenleri tam olarak algılama ve müdahale etme konusunda derin değişimler sağlıyor.
Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi
Zeka, insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü olarak ifade edilir. Endüstri 4.0 devrimi ile birlikte bu yeteneklerin tümünün makinelere kazandırılması mümkün hale geldi. Öğrenen, düşünen ve karar veren makineler sayesinde bir çok işlemin artık insanoğlunun uğraşından çıkarak makinelere devredilmesine olanak sağladı. Yapılan IQ testlerinde 4 yaşındaki çocukların çoğundan daha iyi sonuçların alındığı yapay zeka daha üç yıl önce 1 yaşındaki bir çocukla bile yarışamıyordu. Bu derin değişim hayatlarımıza da bir çok kolaylık sağlarken aynı zamanda yapay zeka ile birlikte insan zekasının da gelişmesi gerektiği mesajını veriyor. Çünkü gelecekte yapay zeka bir çok insanın işini elinden alacak ve insan için varoluşsal bir tehdit ortaya çıkaracaktır.
3D Baskı Teknolojisi ve 3D Yazıcılar
3D yazıcılar fiziksel bir nesnenin üç boyutlu dijital bir çizim ya da modelden tabaka tabaka basılarak yaratılmasına imkan sağlayan bir teknolojidir. Bu teknoloji sayesinde ihtiyaç duyulan nesneler karmaşık cihazlara ihtiyaç duyulmadan yaratılabilmesine olanak sağlandı. Bu teknoloji nesnelerin yaratımında kullanıldığı gibi aynı zaman da insan sağlığı için de kullanılabiliyor. Karmaşık sistemlere ihtiyaç duyulmadan üretim yapılabildiğinden, her insan bir üretimci olabilir ve bu ekonomik bozulmalara neden olabilirken her gün 21 kişinin uygun organ bulamadığı için hayatını kaybettiği dünyamızda yaşanan bu gelişme sayesinde organ bağışındaki eksikliklerin giderilmesine büyük katkılar sağlayabilir.
Nöroteknolojiler
Nöronlar sinir sisteminin yapıtaşlarıdır. İnsan vücudundaki bilgi aktarımını sağlarlar. Endüstri 4.0 bu hücrelerin teknolojiyle iç içe geçmesini sağlayarak derin bir değişim yaratıyor. İnsan beyninin muazzam yapısının daha iyi anlaşılmasıyla birlikte ortaya çıkacak faydalar yine insanoğlunun beyniyle sınırlıdır, yani muazzamdır. Yaşanan bu derin teknolojik değişim, engelli insanların ve felçli hastaların varolan veya sonradan eklenen uzuvlarını kullanabilmelerine olanak sağlayabilmek kadar masumane faydaları sunarken; düşüncelerin, rüyaların ve hatta hafızanın deşifre edilmesine ve bunlar üzerinde tahribatlar yapılmasına da olanak sunabilir.
Endüstri 4.0 devriminin zemin hazırladığı bu derin teknolojik değişimler Yin ve Yang gibi içinde zıt kutupları barındırıyor. Bir tarafta insanlık için sağladığı muhteşem faydalar diğer yanda insanlık için barındırdığı derin endişeler. Bu devrimin geleceğimizde büyük bozulmalara sebep olacağı oldukça aşikardır. Bu bozulmaların etkilerine maruz kalıp kalmayacağımızı düşünmekten çok, yazdığı kitapla bu yazının yazılmasında büyük ilham kaynağı olan ve Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu Prof.Klaus Schwab’ın sorusunu kendimize sormalıyız, “bozulma ne zaman gelecek, hangi biçimde gelecek ve beni nasıl etkileyecek ?”