Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir laf var: “Kendinin en iyi versiyonunu yarat.” Her yerde karşımıza çıkıyor, sanki bir moda akımı gibi. “30 günde kendini yeniden keşfet, 1 ayda mükemmel bir dönüş yap!” Peki, gerçekten bu kadar kolay mı?
Geçmişimizle yüzleşmeden, yaşanmışlıkların yükünü sırtımızdan atmadan, birkaç kitap okuyarak ya da yeni bir yetenek edinerek bu mümkün mü? Bence hayır. Otuz yaşına gelmişiz, hayatın bize sunduğu birçok fırsatı tepmişiz, öğrenmemiz gerekenleri öğrenmemişiz. Sonra bir gün aklımız başımıza gelir, bir şablon ya da okuma listesine bel bağlayıp, “İşte, en iyi versiyonum!” diyerek yeni bir hayata başlayacağımızı düşünüyoruz ama gerçekçi olalım, bu işler o kadar basit değil. İşin bencesini paylaşıyorum; “Keşke”ler ve “İyi ki”lerle dolu bir analize göz atalım. Hadi buyrun.